Fransız asıllı ressam heykeltraş ve mimar Louis-François Cassas (1756 -1827) Fransa kralının geometri uzmanının oğluydu. Tour şehrinde çizim sanatı öğrenimi görür ve daha sonra mühendis J.Cadet de Limay'ın himayesinde Paris'te soylu kökenli öğrencilerin uğradığı bir çizim akademisinde öğrenimine devam eder. Oradaki hocaları kendisine seyahat merakı yanısıra egzotik unsurlar ve doğada resim çizme sevgisini aşılar. Bu dönem içinde Cassas Flandra ülkesini, Hollanda ve İsviçre'yi ziyaret eder. 1779 yılından 1783 yılına dek dük R. Chabot'nun himayesinde bulunarak Roma'da kalır ve buradan İtalya, Sicilya, Dalmaçya kıyıları ve İstria yarımadasını ziyaret eder. Paris'e döndükten sonra Akademi'de desen (çizim) dersi verir ve 1784 yılında İstanbul'a Bab-ı Ali'ye elçi olarak gidecek olan kont Choiseul-Gouffier tarafından seçilen ve birçok sanatçı ve arkeoloji meraklısından oluşan ekibe ressam olarak katılır. Doğu'dayken Cassas Anadolu, Filistin, Suriye ve Mısır'ı ziyaret etme fırsatını bulur. Choiseul-Gouffier'nin muhteşem eserinin ikinci cildini süsleyen birçok bakır baskı gravürünün çizimleri Cassas'nın kaleminden çıkmıştır.

1788 yılında Roma'ya dönen Cassas birçok yazar, sanatçı, gezgin ve koleksiyoncunun yaşadığı bir mahallede kalır. Napoli'yi ziyaret eder, atölyesinde eserlerini sergiler. Eserlerinin esin kaynağı yaptığı seyahatlerdir. Bu şekilde Cassas ün kazanır ve sanatçı olarak başarıya ulaşır. 1791 yılında Paris'e döner ancak o sırada vuku bulmakta olan siyasal olaylardan dolayı hamilerini yitirir ve hayatta kalabilmek için 1801 yılında çizimlerinin birçoğunu gravürcü Piranesi'lerin matbaasına satar. Gine parasal durumunu güçlendirmek amacıyla ilk kez olarak, Yunan, Roma devri, Mısır ve Kolomb öncesi Amerika medeniyetlerinden çeşitli anıtlar gösteren 745 adet kil maketle bir sergi açar. Bu eşsiz koleksiyon günümüzde Paris Güzel Sanatlar Akademisinde bulunmaktadır. Cassas, Orta Doğu'ya yaptığı seyahatin tablolarını içerecek olan eserini yayınlayamamıştı. 1816-1827 yılları arasında döşeme kumaşı üreten Gobelins Kraliyet Fabrikasında çizim dersi vermiş olan Cassas mimarlıkta neoklasik akımın önderlerinden sayılır. Hayatının sonlarına doğru, Restorasyon devri kralları tarafından ödüllendirilmişti. Eserleri 1878 yılında satılmış bugün ise çeşitli yerlerde dağılmış durumdadır.

Roma'da kaldığı ilk sürede Cassas Adriyatik denizinin doğu kıyılarını gezmişti. Tablolarında hem antik devirden mimarlık örnekleri hem sözkonusu yörelerde yaşayan insanların günlük hayatından özellikler görülebilir (örneğin giyim kuşam, ticaret, çeşitli meslekler).
Arkeolojik anıtları sergilerken Cassas sadece harabeleri göstermekle kalmaz, çağının sanat anlayışına uyarak mimarî yapıyı "restore edilmiş" olarak sergiler. Bu şekilde bir tarihî eser izleyicide geçmişin tüm görkemini kapsayan bütünsel bir izlenim bırakır.
Cassas çizimlerinde doğal çevre, mimarî anıtlar ve insan figürlerini bir arada bulundurmakla birlikte insanlara ilişkin ayrıntılar uzmanlaşmış sanatçılar tarafından tamamlanır. Yıllar boyu gölgede kalan bu önemli sanatçının eseri ancak 1970'li yıllarda çeşitli sergi ve kitap yayınlarıyla tanınmaya başlamıştır.


Yazan: İoli Vingopoulou