LAUNAY, Louis de. La Turquie que l’on voit, ouvrage illustré de 60 gravures tirées hors texte et de deux cartes en noir, Paris, Hachette, 1913.
Jeolog ve mağara uzmanı olan yazar ve şair Louis Auguste Alphonse de Launay (1860-1938) ülkesinin en önemli jeologu sayılmakta, ayrıca dünya çapında da maden yatakları konusunda uzmanlığıyla tanınmakta. Teknik Üniversiteden pekiyi derecesiyle mezun olduktan sonra bir jeoloji bilimi tutkunu olarak öğrenimini Paris Mineral Fakültesinde sürdürür. Mineraloji mühendisi ve Mineraloji Yüksek Okulunda profesör olmanın yanısıra birçok daha başka ancak hep jeoloji alanında çalışmalar da sürdürür. Bunlar arasında Fransa'nın jeolojik haritası çizimi ve başka yüksek okullarda mineraloji ve paleontoloji eğitimi v.b. yer alıyor. Maden yatakları, özellikle altın ve elmas yatakları konusunda uzmanlaşmıştı. Bir bilim tarihçisi olarak bu konularda uzman olan ünlü kişilerin biyografilerini kaleme alır, ayrıca 1885'ten 1937'ye dek roman ve şiirler de yazar. Bunlardan başka La Nature dergisinin müdürlüğünü (1904-1919) yapar, Bilimler Akademisi üyesi ve Mineraller Genel Müfettişi olur. Légion d' Honneur madalyasıyla onurlandırılan De Launay ayrıca koyu dindar bir adamdı.
1896'dan ölümüne dek (1938) her biri ayrı konulu kırkın üstünde kitap yazdı. Mineral ve maden yataklarının oluşumu ve dağılımını inceleyen bilimlerin araştırma, metodoloji ve sınıflandırılmasına olan önemli katkıları bugüne dek aşılmamıştır. Bilgi araştırıcısı ve gözlemci insan De Launay düzenli ve sade söylemiyle hem konuşmacı hem yazar olarak kendini kabul ettirir. Ürettiği birçok yapıtı arasında en az üç tanesi Yunanistan, Bulgaristan ve Türkiye coğrafya alanıyla ilgilidir. Bu kitaplar Chez les Grecs de Turquie (1897), La Bulgarie d'hier et de demain (1907) ve burada sözkonusu olan La Turquie que l'on voit (1913) başlıklı yayındır.
Son baskının girişinde yazar şunlara işaret ediyor: «İki tür Türkiye var, "açık" ve "kapalı" olanı. Ziyaretçilerin ilgisini birinci tür çeker... yeni yapılan demiryolları ise bu iki Türkiye'nin birleşmesine yol açacak... betimlemelerim ne yeni buluşlar ne de gizli başka şeyler ortaya çıkaracak değil... ancak mekânın, örf ve adetlerin özgünlüğü ve özellikle bugünkü siyasal sorunların önemi bu yerlerin tarihi anılarına yepyeni bir ilgiyle eğilmemize yol açıyor...»
Launay İstanbul'a ilk ziyaretinden 20 yıl sonra tekrar dönüp, okuruna hitab ederken, iki imparatorluğun başkenti olmuş ve onun zamanında da Doğu Meselesinin odak noktası olan bu şehri sevdirmeyi amaçlar. Kentin antik çağları ve özellikle Bizans devri tarihine bir bakış atıp o devirden kalma anıtları betimledikten sonra osmanlı tarihi ve bununla ilintili anıtlarla anlatımına devam eder. Boğaziçi ve Adalar, Bursa ve İznik hakkında ayrıntılı biçimde yazıp son olarak ziyaret ettiği Truva ve İzmir hakkında kısa bir betimleme yapar. Ayrıca her bölümün sonunda ziyaretçi için pratik öğütler de yer almakta.
Yazan: İoli Vingopoulou
Konular (63)
-
The mosque of Sultan Ahmed and the Hippodrome of Constantinople (At Meydanı square).
-
View of the walls of the Golden Horn in the area of Ayvansaray.
-
View of the Byzantine walls to the direction of the Golden Horn, in the area of Ayvansaray.
-
View of the walls of the Golden Horn in the area of Ayvansaray.
-
The Golden Gate (Altınkapı) in Yedi Kule fortress (Heptapyrgion).
-
Score with extract of the tune to which the Whirling Dervishes dance.
-
1. Street in Üsküdar. 2. Street leading to Cinili Mosque in Üsküdar.
-
Interior of Bursa Grand Mosque (Ulu Cami). Watercolour by Louis de Launay.
-
The courtyard of the Mosque of Mehmed I (Yeşil Cami – Green Mosque) in Bursa.
-
Street leading to Emir Sultan mosque in Bursa. Emir Sultan Mosque in the background.
-
The road leading to Iznik. Yeni Sehir Gate in the background.
-
View of the walls of Iznik near Council Gate, south of the Sea Gate.