Heraklion
Kandiye'nin Ber. von Breydenbach'ın seyahatnamesinde (9. baskı, 1502) yer alan görüntüsü büyük başarı görmüş ve 17. yüzyıl sonuna değin, şehrin gerçek görüntüsüne artık uymamakla birlikte, birçok eserde tekrar tekrar basılmıştı. Kandiye (İraklio, Heraklion) limanı ve tahkimatları, elyazması ve matbu olarak yayınlanan en eski "isolario"ların haritaları arasında görülür.
16. yüzyıl sonlarında G. Rosaccio'nun (1598) daha eski eserlerden etkilenmiş olan kitabında Venedik hakimiyeti altındayken iyi bir düzene konan Kandiye şehri kaydedilir. Noe Bianco'nun (1600) hacılık seyahatnamesinde ise şehrin 15. yüzyıl sonlarında yapılmış bir resmini kopya eden bir gravürünü görürüz.
Fr. Basilicata'nin (1618) kayda değer haritalarında rengin ustaca kullanımı sayesinde Kandiye ve civarındaki önemli yörelerin (Palyokastro, Fodele, Malya vs.) topoğrafya ve morfolojisi vurgulanmaktadır. Kentin 17. yüzyıl ortalarında Osmanlılar tarafından uzun süreli kuşatması, o süre içinde yapılan çarpışmalar ve şehir surlarının görüntüleri, Kandiye'nin düşüşünden (1669) hemen sonra yayınlanan R. Palmer'in eserinin resim kısmını oluşturur. Alman asıllı gravürcü ve ressam J. von Sandrart'ın 1686 yılında yayınladığı kitapta Venedik tebaası şehrin güçlü surları; Ol. Dapper'in 1688 yılında çıkmış "Archipel" (okunuş: Arşipel) adlı önemli tarih-coğrafya incelemesinde ise Kandiye görüntülerine ek olarak Dias kayalık adası, Palyokastro kalesi ve limandaki kuvvetli istihkamlar yer alır. J. Sandrart kitabındaki (1687) tablolar, çoğu Venedik hakimiyeti altında bulunan kale ve çeşitli yer manzaraları gösterir. Bunlara benzer başka yapıtlar VI. Osmanlı-Venedik savaşında (1684-1699) Venediklilerin zaferlerini kutlamak üzere yayınlanmıştı. 17. yüzyıl sonlarında J. Peeters'in (1686) yayınlarında Avusturya, güneydoğu Avrupa, doğu Akdeniz, ve Asya'dan Suudî Arabistan'a kadar uzanan bir coğrafyadan çeşitli şehir, liman ve başka yer manzaraları görmekteyiz. Gine J. Peeters'in 1690 tarihli yayınında Adriyatik denizinden Hindistan'a kadar çeşitli şehir, liman ve başka yer manzaraları görmekteyiz.
Gerçekleştirdiği güzergâhlar açısından bir öncü sayılan J. Pitton de Tournefort'un pahası biçilmez yayınında (1717) ilk kez Kandiye şehrinin Retimno yolundan bakarken yapılmış "gerçekçi" bir görüntüsüyle karşı karşıya geliriz.
Sergilediği resimler açısından öncü bir eser olan R. Pashley'in eserinde (1837) görülen yerler, anıtlar, arkeolojik eserler ve Kandiye yöresi halkı, Pashley'in arkeolojik gezi anlatısını ve aktardığı günlük yaşam sahnelerini canlandırır.
Başarılı ve son derece üretken bir manzara ressamı olan Ed. Lear (1864) İyon denizi adalarından sonra Girit'in özellikle batı kısmını gezer; ancak eserlerinin birkaçında Kandiye dolaylarındaki önemli görülecek yerleri de kaydeder (surlar, Knossos). Son olarak ünlü Boissonnas'ın çektiği fotoğraflar (Baud-Bovy, D. ve Boissonnas Fr., 1919) özellikle Knossos antik alanından Minos devrine ait buluntular, Knossos sarayı ve Aya-Triyada'daki asilzade konağının harabelerine ilişkin görüntülerle, ışık ve gölge konusunda bir öncü olan Boissonnas'ya özgü uslubu sergilemektedir.
Yazan: İoli Vingopoulou