Larissa -Tempe
Larisa'yla ilgili olarak elimizde bulunan ilk görüntü 16. yüzyıldan gelir. Alman asıllı hümanist N. Gerbelius 16. yüzyıl ortalarında, Korfulu N. Sofianos'un yayınladığı haritaya eşlik edecek olan bir metin yayınlar (1545). Bu metin haritada kaydedilen yer adlarına ilişkin bazı şehir ve başka yerlerin manzarasıyla resimlenir. Sözkonusu eserde, Larisa şehri islâm dinine ait binalarıyla birlikte resmedilmiş ancak bu resim düşgücüne dayanarak yapılmış, Tembi ovası ise, aynı şekilde, yunan mitolojisinden öğeler kullanılarak alegorik bir biçimde yansıtılmıştır.
Yunanistan'ın anakara kesimleriyle ilgili olarak Ed. Brown'un ilgi alanları ve izlediği çok özel güzergâh, eserini 17. yüzyılın en önemli eserleri arasında yerleştirir (1673). Bu kitapta Larisa'yı gösteren tablo hemen sonraki yıllarda ufak değişikliklerle kopya edilip başka kitaplarda da yayınlanmıştır.
Venedik'te Argonotlar Kozmografya Akademisini kuran V.M. CoronelliOsmanlı İmparatorluğu topraklarında hiç bir zaman seyahat etmemekle beraber, yayınladığı birçok kitaba Osmanlı-Venedik savaşlarında (1684-1687) Venediklilerin zaferlerini öven onlarca gravür dahil etmişti. Coronelli'nin tabloları yapıtlarının yeni baskılarında yada çevirilerinde ya tıpatıp kopya edilmiş yada asıllarının bir çeşitlemesi olarak sayısız kere tekrarlanmış, hatta daha sonra yayınlanmış seyahatnamelerle tarih ve coğrafya kitaplarının resimlemesinde kullanılmıştı. Coronelli, Larisa şehri için, daha önce yayınlanmış olan ve yazarının gerçekten yapmış olduğu bir seyahati anlatan bir seyahatnamede yer alan görüntüyü kullanır. V.M. Coronelli'nin eserindeki (1708) gravürler, Argonotlar Kozmoğrafya Akademisinin daha eski yayınlarında görülen konuları tekrar etmekle birlikte önemleri bu yüzden hiç azalmamakta.
J. Laurenberg'in (1660) antik Yunanistan'ı gösteren ve mükemmel biçimde kazınmış haritaları, sanatçının derin bilgi hazinesini ortaya seren tarih-coğrafya içerikli metinler eşliğindedir.
Yunan ayaklanmasından önceki yıllarda kuzey Yunanistan bölgesi gezginlerin düzenli olarak uğradığı bir yer olur. Tepedelenli Ali Paşa siması, Ambelakia kasabasındaki ekonomik faaliyet ve ticarî karayollarının varlığı seyahatnamelere konu sağlayan öğeler arasındadır. Böylelikle, J.S. Bartholdy'nin uzun tartışılmış eseriyle (1807) Ed. Dodwell'in iyi kurulmuş seyahatnamesinde (1819) Larisa pazarı ve köprüsü gördüğümüz gravür konularıdır. Olimpos dağının eteklerinden görünen etkileyici manzara Η. Holland'ın seyahatnamesinde (1815) yer alıp, daha sonra Dodwell tarafından renklendirilmiş gravür olarak ressam L. Dupré hakkında olan bir incelemede yeniden görülür. Ed. Dodwell'in (1819) üstün kaliteli tablolarında Yunan ayaklanmasından önceki tarihî devir ve Yunanlıların özel ve kamu yaşamı hakkında son derece zengin bir bilgi kaynağı bulmaktayız. Ed. Dodwell'in arkeolojik gezilerinde kendisine ressam olarak refakat etmiş ve sipariş üzerine büyük sayıda tablo işlemiş olan İtalyan asıllı S. Pomardi'nin çizimleri (1820) net sonuç ve doğruluklarıyla göze çarpmakta.
Çok üretken bir ressam ve bir yunansever olan W.Williams resim konuları arasında görkemli ve efsanevî Olimpos dağını dahil etmeyi ihmal etmez (1829); İngiliz asıllı Chr. Wordsworth'un Yunanistan devletinin kuruluşunun ertesinde yayınladığı bol resimli ve seyahatnameden çok bir tarih anlatısı olan büyük başarı görmüş eserinde (1882 tarihli yeni baskısında) Larisa yöresine ilişkin görüntüler arasında şehirdeki köprü de yer alır, ancak sözkonusu gravür daha eski bir eserde görülen aynısının yeni bir görsel uslupla aktarılmış halidir. Yunanistan'ın anakara kesimlerinin jeomorfolojisi hakkında en etraflı çalışmalardan birini bırakmış olan F.C.H.L. Pouqueville, "Grèce" başlıklı kitabının (1835) resimlemesinde daha önce çıkmış ve başarı görmüş başka seyahatnamelerden görüntüler kullanır. W.M. Leake'in en önemli eserlerinden birinde yer alan çizim ve planlar (1835, ve anastatik baskı 1967), İngiliz asıllı arkeoloji-sever topoğrafyacının mekânı ve tarihî anıtları - bu arada Larisa yöresini de - son derece sistemli ve kapsamlı bir biçimde inceleyip kaydettiğini kanıtlar.
Tembi ovası, antik Yunan mitolojisine ait sahnelerle tam bağlantılı olarak Batı Avrupalıların düşgücünü daima beslemişti. 19. yüzyıl başlarında gerçekte olduğu gibi gösterilene dek birçok tarih-coğrafya kitabında düşsel biçimde yansıtılmıştı [N. Gerbelius (1545), G. Patieridis / K. Stamatis'in Albumünde J. Gronovius/ 1699.] Ayrıca J. Laurenberg'in eserinde (1660) ovanın ve etraf yörenin haritası yer alır.
Yunan ayaklanmasından önceki devirde Yunanistan'ı gezen önemli gezginlerin birçoğu (arkeolog, mimar, ressam v.s.) kitaplarını Tembi'nin büyüleyici manzarası ve Olimpos dağı eteklerinde bulunan Pinios ırmağı ovasından görüntülerle bezemişlerdir. Örneğin Ed. Dodwell (1819) yöreye ilişkin 3 ayrı konuyla; H. Holland (1815) yöre hakkındaki betimleriyle aynı derecede etkileyici olan bir görüntüyle; F.Ch.H.L. Pouqueville (1826-27) eseriyle; L. Dupré (yaklaşık olarak 1825) ovanın girişinde duran bir müslüman anıtının resmiyle; O.M. von Stackelberg (1830) panoramik ve sakin manzaralara karşı olan tercihiyle; ve nihayet Pouqueville, eserinin daha sonraki bir yeni baskısında (1835) yeniden Olimpos konusuyla önümüze çıkmaktadır. O.M. von Stackelberg 19. yüzyıl başlarında (1834) Yunanistan'a yaptığı seyahatten sonra, tarihî alanlarla arkeolojik anıtları o sıralarda doğmakta olan romantizm akımına göre aktarmayı başarmıştır. Ed.D. Clarke'ın eserindeki (1816) gravürlerin çoğu arkeoloji konulu olmakla birlikte sergiledikleri konuların nadir olması açısından sözkonusu yerlerin tarihi için çok değerli birer kaynak oluşturmaktadır.
Albüm'de (1984) sergilenen eserler arasında, İngiltere'de yayınlanan çığır açıcı “The Illustrated London News” (1842-1885) dergisiyle “The Graphic” (1869-1885) dergisinden alınmış nadir ve çok kayda değer tahta baskı gravürler yer almaktadır. Bu gravürlerin konusu, 1842-1885 yılları arasında vuku bulmuş siyasal ve toplumsal olaylarla savaşlar ve bunlara ilişkin kişiler ve Tembi manzarası gibi çeşitli yerlerdir.
19. yüzyıl sonlarına doğru Chr. Wordsworth'un çok başarılı kitabında (1882, yeni baskı) ve yine Chr. Wordsworth'un 1841 baskısı kitabında Tembi ovasından tamamen resim uslubuyla verilmiş görüntüler görürüz. Ayrıca ünlü İngiliz peyzaj ressamı Ed. Lear'in bir tablosunda (1851) gine ovanın bir görüntüsü yer alır. Gravür sanatı bu devirde fotoğraf tekniğinden etkilenmekle beraber hâlâ önemli bir rol oynamaktadır (A. Schweiger Lerchenfeld, 1887). Nihayet, fotoğraf tekniği, sözkonusu ovanın akan ırmakla birlikte sunduğu etkileyici manzarayı gerçek boyutlarında yansıtmayı başarır (E. Reisinger, 1923).
Yazan: İoli Vingopoulou