Southern Italy
Güney İtalya ve ilişiğindeki Sicilya adası, tüm sahilleri boyunca antik Yunan kolonilerinin bulunduğu bir sahadır. İtalya yarımadasının güney ucunda bulunan arkeolojik anıtlar ne her yerde görünür durumda ne de her yerde ayakta kalmıştır. Poseidonia gibi (bugünkü Paestum) sadece birkaç antik kentte, eski çağ tapınakları hemen hemen hiç bozulmadan ayakta durmakta ve etkileyici bir izlenim bırakmaktalar. Geniş çevresinde antik Yunan devrinden ağırlıklı anılar koruyan başka bir kent, Neapoli, bugünkü adıyla Napoli kentidir. Doğu istikametine seyahat eden gezginler gidiş yada dönüş yollarında yada bilhassa İtalya'yı gezerken Yunan geçmişiyle dopdolu olan bu yöreleri gezip eserlerini bu yerlere ilişkin görüntülerle bezemişlerdir. Burada sözkonusu olan çalışma, malzemesini en başta güneydoğu Avrupa ve doğu Akdeniz'de yapılmış seyahatlere ilişkin seyahatnamelerden sağlamıştır. Bu seyahatnameler ise sadece dolaylı olarak güney İtalya'ya atıfta bulunmakta. Bu yüzden güney İtalya yöresiyle ilgili elimizde bulunan ve incelediğimiz görsel malzeme sözkonusu seyahatnamelerde ilk sırada yer almaz. Tümüyle İtalya'ya adanmış seyahatlerle ilintili olarak çok zengin bir bibliyografya mevcuttur; bu kitaplardaki görsel malzeme son derece çeşitli ve ilginçtir.
Güney İtalya, gezginlerin Adriyatik denizinden doğu Akdeniz'e doğru yaptıkları seyahatlerin haritalarında sık sık görülmekte, örneğin G.Fr. Camocio'nun özgün haritalar içeren "isolario"sunda (1574); Antonio Millo'nun "isolario"sundaki haritalarda (1582-91); J. Zuallart'ın Doğu seyahatiyle ilgili birçok öğüt ve tembih içeren hacılık seyahatnamesinde (1587); J. van Cootwijck'in Kutsal Yerlere ilişkin seyahat günlüğünde (1619); içerdiği haritalar ve bakır baskı gravür tekniği bakımından çığır açıcı bir eser olan T. Porcacchi'nin "isolario"su (1620); Flaman asıllı diplomat ve önemli kiş O.G. de Busbecq'in eserinin yeni baskısında (1664); R. Palmer'in Girit kuşatması kroniği (1669); A. de La Mottraye'nin ayrıntılı vakayinamesinde (1727); Fransız asıllı A. Grasset de Saint Sauveur'ün İyon denizi adalarına ilişkin üç ciltlik eserine eşlik eden Atlas'ta (1800); Miloslu Afrodit heykelinin Fransa'ya götürülmesinden sorumlu Martin du Tyrac'ın (Vicomte de Marcellus) seyahatnamesinde (1840); 19. yüzyılın başlarında çok sevilen bir kitap olan R. Walsh / Th. Allom'un Albümünde (1836-38); ve nihayet Εt. Rey'in mükemmel taş baskı ve sonradan renklendirilmiş gravürler içeren Albümünde (1867) görülmektedir. Aynı şekilde, güney İtalya haritaları özel amaçlı kitaplarda, örneğin J. Bellin'in (1771) ve J. Roux'nun (1804) liman rehberlerinde; J.J. abbé Barthélemy'nin romanlaştırarak yazdığı ve antik evren panoramasını şiirsel bir uslupla aktaran seyahat anlatısına (ikinci baskı 1832) ek olan "Atlas"ta yer alır. İngiliz asıllı topoğrafyacı W.M. Leake (1824) tüm eserlerinde olduğu gibi bu yörenin arkeolojisi hakkında da düzenli ve ayrıntılı bir biçimde kaydedilmiş gözlemlerde bulunur. W. Black'ın eserinde (1900) yer alan görüntüler Yunan ayaklanması döneminden elimizde bulunan az sayıda ve nadir belgeler olup Yunan tarihi için son derece önemli birer kaynak oluşturur.
Güney İtalya limanları ve görülecek yerlerine ilişkin en eski çizimler Fransız asıllı J. Maurand'ın (1544) özgün çizimleridir. C. Vecellio'nun eserinde (1598 ilk baskısı; 1859 yılı yeni baskısı) görülen yöre halkı kıyafetleri de en eski görüntüler arasında yer almakta. Seyahati sırasında yörede rastladığı insanları çizen O’Hara (Smith)'in Albümünde (1859) yer alan hoş çizimler de ilginçtir.
Ne var ki gezginlerin ilgisi özellikle Poseidonia arkeolojik alanında odaklanır. G.B. Piranesi'nin tabloları (18. yüzyıl) neoklasik sanat akımı içinde bir dönüm noktası yaratır. Ayrıca, arkeolojik eserlere karşı benimsenen romantik tavrın bir habercisi de sayılır. Piranesi'nin sergilediği konular, seyirciyi etkileyip hayranlık duygusunu uyandırma amacını taşır; tablolarında antik harabeler özellikle vurgulanarak bulundukları ortamı gerçek boyutundan uzaklaştıracak biçimde değiştirir. 19. yüzyıl başlarken Poseidonia'nın oluşturduğu tarihî alanda ayakta duran antik tapınaklar birçok tablo için esin kaynağı (J.J. Horner, 1823; R.R. Farrer, 1882); mimari inceleme konusu olmuş (W. Wilkins, 1807 ve Ch. R. Cockerell, 1830) ve özellikle güney İtalya'yı konu eden eserlere görsel malzeme sağlamıştır (An. Suares, 1937). L. Mayer (1810) büyük rağbet görmüş olan eserlerinde sadece tarihî anıtları çizmekle kalmaz halkın günlük yaşamından hoş ayrıntılar da ekler. Tabii ki gravürleri tamamen Güney İtalya yöresi hakkında olan Albümler de bulunmakta. Bunlardan bir örnek Güney İtalya'nın tüm görülecek yerlerini ayrıntılı biçimde gösteren gravürler içeren Raccolta adlı albümdür (1850). Fransız bilimsel araştırma ekibinin Doğa Bilimleri kolunun yolculuğunu kaleme almış olan J.B. Bory de Saint Vincent'ın (1836) eseri "Anlatı"da (Relation) okunan metin çeşitli anıt, görülmeye değer manzara ve jeolojik bakımdan ilginç yerlerin görüntüsüyle dekore edilmiştir.
Victor Godart-Faultrier'nin seyahatnamesi (1857) ayrı olarak yayınlanan bir Albüm eşliğindedir. Albümün içerdiği kusursuz nitelikteki taş baskı tablolar Güney İtalya'daki tarihî anıtlardan nadir görüntüler sergiler. İrlanda asıllı üretken yazar J. P. Mahaffy'nin Yunanistan ve Güney İtalya gezilerine ilişkin eseri (1890) kusursuz nitelikte tahta baskı gravürlerle donatılmıştır. Sözkonusu gravürlerin temel olarak kullandığı çizimler kalemle yapılmış olup bir kısmı düşgücü eseri, bir kısmı ise fotoğraflara dayanır.
J. von Falke'ın (1887/ 2002) eserini donatan tahta baskı gravürler antik yunan sanatından örnekler ve antik Yunanlıların (Magna Grecia yöresini de içeren) özel ve kamu yaşamına ilişkin düşgücü eseri görüntüler içermektedir.
Napoli, gezginlerin ilgisini çekmiş kentlerden biridir. Seyahatlerinin sadece bir durağı olarak yada özellikle yöreyi ve bu arada Pompey'i de gezmek için gezginler Napoli'yi ziyaret ederler: Η. Beauvau, 1615; F. Moryson, 1617; G. Sandys, 1615; R. Pococke, 1745; L. Dupré, 1825; N. Wright, 1842; H. Allan, 1843; Piraeus and Ports, 1890 tarihli bir görüntüyle. Ayrıca Napoli körfezindeki adaların haritası da çizilir (B. Bordone, 1547).
Güney İtalya'da bulunan bazı yer yada liman görüntüleri tekbaşına konular olarak seyahatnamelerde yer alır; örneğin W.F. Ainsworth'un eserindeki Stromboli (1870) ve Th. S. Hughes'un eserindeki Messina görüntüsü (1820). Bunlardan başka N. Gerbelius'un eserinde yer alan Taranto görüntüsü (1545) düşgücüne dayanan bir resim olup o dönemin görsel anlayışına göre antik yapıların görkemini yansıtmaya çalışmıştır. Alman asıllı bir hümanist olan Gerbelius, Korfu'lu N. Sofyanos'un 16. yüzyılın ortalarında yayınlanan haritasına eşlik eden bir metin yazmıştı. Bu metin ayrıca haritada adı geçen şehir ve çeşitli yerlerin görüntüleriyle tamamlanmıştı. Son olarak Osmanlılarla ilgili bir tarih anlatısında (J.A.M. Adelphus, 1513) yer alan tahta baskı (ksilografi) gravürler arasında bir Otranto görüntüsü yer alır
Yazan: İoli Vingopoulou