ROCCA, Della, M. l’abbé
Levanten bir rahip olan Della Rocca İstanbul'da doğmuştu. On yedi yıl boyunca Ege adalarında yaşamış ve uzun bir süre Siros adasında papazlık yapmıştı. Tarım işleri ve özellikle arıcılık için büyük yetisi vardı. Della Rocca yaşamı boyunca iki kez İtalya'dan geçer. Birincisinde gençken okumak için İtalya'ya gelir ve yaklaşık olarak 9 yıl kalır. Daha sonra Fransa'dayken, kitabının önsözünde belirttiği gibi, Fransız ve Alman bilimadamlarının el kitaplarını araştırmış, eski ve çağdaş ansiklopediler (1747, 1761, 1783 baskıları) okumuştu. Kitabında şunları belirtmektedir: "Siros adasında yaptığımız arıcılıkta çeşitli yazarların önerdiklerinden farklı olarak bizim tercih ettiğimiz kendi bir yöntemimiz var. Öteki yazarların önerdikleri yöntemlerin ya uygulaması yada anlaşılması olanaksız olduğundan yanlışlıklar meydana gelmiştir. Arı besleme konusunda olan eğilimim, gerçeğe karşı olan sevgim ve saygıdeğer okurlar için duyduğum coşku beni bu eseri kaleme almaya yöneltmiştir."
Bin üç yüz yirmi (1.320) sayfadan oluşan üç ciltlik eserin 290 sayfası Siros adası hakkındadır. Bunlara, az sayıda ancak ilginç konulu gravürler eşlik etmektedir. Yazar, kitabın 12 bölümünde adanın tarihi, yönetimi, ve iktisadı gibi konular işlemektedir. Başlarken Yunanlıların düşünüş tarzları ve üstün zekâlarından bahseder, daha sonra Kiklad adaları için bir giriş bölümü yazar (iklim, flora ve fauna ve en çok tanınan ürünlerden sözeder) ve halkın özel yetileri hakkında yazar. Ardından, Della Rocca, adanın yer adları, antik eserler, yerel ürünler, buradaki halkın uzun ömürlü oluşu gibi çağdaş veriler ile adanın coğrafya öğeleri ve tarihini antik çağ yazarlarının tanıklıklarıyla bağdaştırarak anlatır. Anlatımındaki titizlik unsuru üstün eğitiminin bir kanıtıdır. Della Rocca kitabının tüm bir bölümünü "adanın astronomik bir anıtına" yani Ferekidis mağarasına ayırmaktadır. Bunu izleyen ada tanıtımında, yazar, J. Pitton de Tournefor'un kitabından (1717) alıntılar kullanarak yorumlarını ve fikirlerini sergiler. Della Rocca, özenli bir anlatış uslubu ve içeriden yola çıkan bir bakış açısıyla Siros adasının çok yönlü bir betimlemesini yaparken, sergilediği ayrıntılar kişisel yorumları ve değerlendirmeleriyle elele gitmektedir. Böylelikle adayla ilgili olgular ve insan davranışları arka planda âdeta bir resim gibi duran Kiklad mekânında yerleştirilmektedir. Tarım işlerini ve ada halkının özel ve kamu yaşamını canlandırma konusunda, o devirde, Della Rocca'nın metninden üstün yoktur. Kitabın dördüncü bölümü adadaki siyasal yönetim ve kilise yönetimi konularına değinirken, vasiyet meseleleri gibi ayrıntılı örnekler vermesi, rahibin kişisel yaşantılarından yararlandığını kanıtlıyor. Piskopozların hatta kayyumların yetkilerini uzunca anlatmanın yanısıra, yazar, tabii ki Fransa kralının Siros halkına karşı gösterdiği teveccühten de sözetmektedir. Yazdığı herşey birçok örnek, olay, ve macera eşliğinde, akıcı ve yoğun bir duygu yüküyle aktarılmaktadır. Yazar hemşehrilerinin cesaret, konukseverlik, yabancı dil bilme gibi erdemlerini vurgulamaktan başka dil meselesine de büyük bir bölüm ayırmaktadır. Dilin özelliklerini kıyaslamalar yaparak, farklılıklar, benzerlikler, çeşitlilikler üzerinde durarak, ve halkın şivesi ile nutuk verme kabiliyeti gibi konulara değinerek bu bölümü tamamlamaktadır. Kitabın geri kalan kısmında, yazar, tarım teknikleri ve adanın ekonomisinden sözetmektedir. Bu bölümde işlediği konular: tarlaların tarıma hazırlanışı ve ekimi, tahılları yeraltında depolama usulleri, ev yapımı ve ev çatılarının hasır otu ve yosunla kaplanması, kısa boy bağların bakımı, şarap üretimi ve şarabın taşınması, tavuk ve güvercinlerin kuluçkaya yatırılması, bıldırcın avlanma biçimleri (ak keklik yada flama ile), çocuklarda çıkık teşhisi, yılancık ve sarılık hastalıklarının tedavisi, nohuttan maya yapılışı, incir ağacı budaması. Bunun ardından yayınlanan ve konusu arıcılık olup yaklaşık bin sayfa kaplayan yedi ciltte Ege adalarında uygulanan öncü kovan yapım usulleri sergilenmektedir.
Geniş bilgi dağarcığını fanatizm, saflık ve yerelcilik gibi unsurlarla bir arada bulunduran Della Rocca, bu yapıtıyla Siros adası hakkında sadece arıcılıkla uğraşanlara değil Siros tarihiyle ilgilenen herkese yararlı bir inceleme sunmuştur. Ne var ki bu eser daha sonraki gezgin-yazarların hiçbiri tarafından kullanılmamış. Bunun nedeni belki kitap adının uzmanlık çağrışımı yaparak okurlara itici gelmesi, sadece arıcılığa eğilimi olan çok küçük bir gezgin kitlesine seslenen bir kitap olduğu sanılmasıydı.
Yazan: İoli Vingopoulou