BARTHOLDY, Jakob Ludwig Salomo
Prusya asıllı ve musevi kökenli olup protestanlığa geçmiş olan (1805) Jakob Ludwig Salomon Bartholdy (1779-1825) Berlin'de doğar ve Roma'da ölür. Halle üniversitesinde ve Kant'ın profesörlük yaptığı yıllarda Königsberg üniversitesinde hukuk ve felsefe öğrenimi görür; 1801 yılından itibaren Paris'e yerleşip burada uzun süre yaşar. Avusturya'nın Napolyon'a karşı yaptığı savaşta (1809) Viyanalılar saflarında üsteğmen olarak yer alır. Heidelberg prensi elçiliğinin üyesi olarak, 1814 yılında, Paris'e yürüyen müttefik ordularına eşlik eder, ondan sonra Londra'ya gider. Diplomat kariyerine devam edip Prusya başkonsolosu olarak Roma'da bulunur. Roma'da bulunduğu süre içinde bir sanatsever olarak daima sanatçılara karşı destekleyici tutumu olur. Bu yüzden yeğeni ünlü besteci Felix Mendelssohn soyadına Bartholdy adını da ekler. İtalya'da bulunduğu süre içinde Bartholdy, Berlin Müzesi hesabına, Etrüsk vazoları ile bakır ve fildişi eşyalardan oluşan değerli bir koleksiyon yaratır. Roma'daki evinin freskleri ise (nazaren akımına ait yüksek nitelikli örnekler) bugün Berlin Sanat Galerisinde bulunmaktadır.
Bartholdy 1803-1804'de gravürcü G.Ch. Gropius ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu egemenliğindeki yunan kültürü olan bölgelere seyahat eder. Batı Anadolu, Bithinia (Kocaeli, Bolu, Bursa yöresi), İstanbul, Ege adaları, Atina, Euboia (Eğriboz), Trikeri, Tesalya bölgesini, Ambelakia'yı ziyaret ederler.
Gün, ay, yıl saptamalarından yoksun olan seyahatnamesi ilk olarak 1805'te almancada yayınlanır. Bu eser seyahatname edebiyatında bir ideolojik dönüm noktası sayılmaktadır. Yunanlılara karşı "kusur bulucu" bir tavır benimseyen bu ünlü eser Avrupalıların kültürel yaklaşımlarında yeni yönelmelere yol açar. Öte yandan Yunan kültürünün esaslı düşünürleri güçlü tezlerle donanmış olarak sözkonusu kitabın savlarına itiraz ederler. Bunu izleyen entelektüeller arası diyalogda, gözlem niteliği, gezginin doğal ve toplumsal çevreyle ilişkisinin keskinliği, bir toplumun karakter ve örflerinin belirlenmesi gibi ayrıntılı sorunsallar tartışılır.
Yazan: İoli Vingopoulou